2 Temmuz 2013 Salı

Timeo Hominem Unius Libri

Günümüzün eylemcilerini "ne istediklerini bile bilmiyorlar, hepsi çapulcu, boş beleş" diyerek aşağılayanlar...

"Provokatörlerin gazına gelip sağı solu yakıyor, taşlıyorlar!" diyenler...

"Camiye ayakkabıyla girmişler! Alkol alıp seks yapmışlar! İblisler!" diyenler...

Bunu şimdi diyen, belki de o videodaki kalabalıkta en önde koşan çocuk. Bugün büyüdü, yine "DİN ELDEN GİDİYOR" ateşini yaymak, yeni canlar yakmak istiyor.

Otobüsün yanmasının, devlet malına zarar verilmesinin günah olduğunu düşünüyor......................................................................


Acaba tarih bu videodaki güruhtan daha anlamsız bir hırs ile sarhoş olup, böyle büyük bir suç işleyen, daha şuursuz, daha kör, daha tehlikeli bir grup gördü mü? Adetâ, karanlıktan, körlükten dolayı en ufak kımıltıyı, hayattaki tek birikimleri ve dayanakları olan "Din"e büyük bir tehdit zannederek bağıra çağıra yönünü tayin etmeye çalışan bir yarasa sürüsü gibi.

Ben, din düşmanı değilim. Hatta tüm dinleri sever, güzel yanlarını almaya çalışırım, öğretilerini merak ederim. İslamiyet de çok sevdiğim dinlerden biridir. Tam anlamda bir müslüman olduğumu söyleyemiyorum çünkü bu dinin pratiklerini yerine getirmiyorum. Ama kalben müslümanım. Aynı zamanda Budistim. Yeri gelince Hristiyanım. Bazen sadece Deist'im. Din benim için sadece kendimi araştırmak ve anlamaktır.

Ama Kur'an'da "Peygamber'e küfür etti!!" gerekçesiyle bile kendi halindeki zararsız bir insanı diri diri yakmayı haklı kılacak tek bir ayet olduğunu zannetmiyorum. Kaldı ki bu insan kimseye küfür etmemiş, sadece din ile ilgili düşüncelerini, çevirilerini yayınlayan bir yazar, bir düşünürdür. Çocukluğunda babasının zoruyla onlarca kez Kur'an hatmi indirmiş, dini belki de oradaki öfkeli ve kontrolden çıkmış kalabalıktan çok daha iyi bilen bir aydındır. Sadece tercih olarak inanmamayı benimsemiştir. Bu, bence çok doğal bir haktır.

Ama bizim milletimizde şöyle bir şey çok yaygın: "kafalara kötü fikirler sokuyorlar. gençleri zehirliyorlar."

Neden? Bizim insanımız gerçekten duyduğu bir şeyi kendi mantığından geçirerek anlayamayacak kadar aptal mı? Ya da hadi diyelim mantığından geçirdi ve doğru buldu, senin bundan kaybın nedir? İslam'ın doğal yayılış hızı, güzellikle, iyilikle kalplere nüfuz ediş şekli seni tatmin etmiyor mu?  Asıl zehirleyenin kendileri olduğunu göremiyorlar mı?

Ne güzel demiş Demir Demirkan: "İmam, rahip rehber olmuş, yalan yanlış anlatmışlar sana."

Allah'ın verdiği beyni kullanmak, bu muhteşem işlemciyi devreye sokmak yerine sadece onun söylediği şeyleri bağnazca, kalıptan çıkmış hale getirerek, yorumlamadan Hard-Disk'e işleyenler, O'na büyük hakaret etmektedir. Bunun cezasını da çekeceklerine adım kadar eminim.

"Sevap Açgözlülüğü", bu insanların sonu olacaktır. Belki bu dünyada değil, ama büyük resmi göremeyecek kadar ince hesaplarla garantiye almaya çalıştıkları öbür dünyada. İnandıkları gibi bir öbür dünya olacaksa, onun cehennemini de ilk tadacak olan onlardır. Çünkü onlar, insanlara bu dünyada cehennemi yaşatma cüretini kendilerinde buldular.

Benim bu yaşıma kadar anladığım ve öğrendiğim kadarıyla Din adına böyle bir katliam yapılmasını savunabilecek insana "Müslüman" demek bile Küfür ve Şirk'tir. Kaldı ki buradaki günah o kadar büyük ki, tüm bir millete yeter de artar. Sessiz kalanları bile sarar ve içlerine işler.

Bir kızın elindeki sirke şişesini molotof kokteyli kabul ederek önce dövenler, sonra yargılayan ve mahkum edenler. Bu şuursuz insanları koruyun. Avukatları olun. Savunun, unutturmaya çalışın ve en sonunda da salıverin gitsin.

Çünkü zaten sizden daha az aşağılık bir hareket beklemek aptallık olurdu.

Sonuçta siz değil misiniz, "camide içki içtiler" yalanını gözümüzün içine baka baka bu halka yutturmaya çalışıp, yine dini kullanarak yeni bir karanlık çağ, bir "Madımak vakası" yaratmaya çalışan? Eli sopalı, satırlı, döner bıçaklı ekipleri sokağa salan?

Koca bir ulusun önünde, müebbet suçlusunuz. Ama daha da önemlisi, savunduğunuz din adına bile suçlusunuz. Bu millet, sizi asla affetmeyecek. Sizi, Allah da affetmeyecek. Sadece aldığınız beddualar bile sizi ömür boyu azap çekmeye mahkum etmeye yeterli. Bu gencecik insanların, güzel insanların, zararsız insanların hayatını, sırf düşüncelerini beğenmediğiniz için; din kardeşlerinizin hayatını sırf mezhepleri farklı olduğu için almak, hem de O'nun adına almak, şüphesiz ki kainat üstünde belki de olabilecek en büyük günahtır. Sizce Allah, ateist, deist, alevi, pagan, budist veya putperest kulunu daha mı az seviyor? Onu oracıkta hemen cezalandırıyor mu, veya canını mı alıyor? Ona yaşam hakkını verdiğine göre, onu öncelikle imtihan etmek, ne yapacağını görmek istemiyor mu?

Eğer öyle değilse, bu canları O'nun adına alanlar, birer Müşrik'tir. Ve ne acı ki, onlar, fanatizmlerinin içinde mutlu mesut koştururken bunun farkında değiller. Ne kadar eminler, dini korumak içgüdüsüyle yaptıklarının onlara ancak daha büyük sevaplar getireceğine. Birer Cihad askeri olduklarına.

"Çalışmak, uğraşmak, çabalamak, gayret sarfetmek" anlamına gelen Cihad'ı, bir coşma, bir gaza gelip, inançları adına aynı görüşte olmadığı insanları katletme anlamına yerleştirmeye çalışanlar, tek kelimeyle "Lain"dir, zavallıdır.

Hayat herkesin. Yaşama hakkı herkesin. Seçim yapma hakkı herkesin. Öbür dünyadaki sınava herkes sizin gibi hazırlanmak zorunda değil. Sizin göreviniz yargılamak değil. İran'daki, Arabistan'daki ve benzeri ülkelerdeki sözüm ona "dini liderler" neye dayanarak bu gücü iddia ediyor, insanların nasıl giyineceğine, saçını nasıl kestireceğine, nasıl tuvaletini yapacağına kadar onlar belirliyor ve uymayanı çok sert şekilde cezalandırıyor? Bu, hangi dinde var? Zorbalıkla dinin kurallarını insanların burnundan içeri sokmaya çalışmak, hangi insana dini sevdirir?

İnsanı insan olduğu için sevmeyi öğrenene kadar acı çekeceğiz. Hepimiz. Bazılarımız bu dünyada, bazılarımız ahir dünyada. Ama şu kesin ki o acılardan biri diğeriyle ölçüşemeyecek boyutta olacak. Oradaki insanlar bir kere yandılar. Aileleri 20 yıldır yanıyor. Ama buna neden olanlar ebediyen yanacaklar.

"Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."
Nisa, 93. 


Din, sadece kişinin kendi içinde yaşaması gereken bir şeydir. Bırakın devlet işlerini, insanın günlük hayatını bile etkilemeden, huşu içinde yaşanmalıdır. Hatta gizlice, kimse bilmeden yapılan ibadetler daha da sevaptır derler.

Şimdi bir ülkenin başbakanını düşünün ki "dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz" diyor.

BEN. Nasıl yetişeceğime ben, ve anam babam, ailem karar verir. Sen değil. Ben pekala dindar da olurum, iyi bir insan da olurum. Senin görevin, bana eğitim vermek. Beni doyurmak. Beni mutlu etmek. Güvenliğimi sağlamak. Adaletin hak ile tecelli etmesini sağlamak. GERİSİNE, KARIŞMA. Senin dininden bana ne, benim dinimden SANA NE?

Ama bu kişi, benim saydıklarım hariç, gerisinin hepsine karışıyor.

Gezi Parkı ile patlak veren olaylar da tamamen bu mantığın dile gelmesidir. Umarım sonunda ne istediğimizi anlamışsınızdır. Dünyayı herkes "Din" ile yorumlamak zorunda değil. Bunu zorunlu kılan Tayyip Erdoğan, bazılarının gözünde büyük bir insan, dini yayan ve savunan bir kahraman.

İşte daha önceki kahramanlar paylaştığım videoda görülüyor.

Recep Tayyip'in, bu videodakilerden mantık olarak hiçbir farkı yoktur.

Bizim de isyan ettiğimiz şey bu zaten.

Dindar olmayanı insan saymayan, cahil ve kör zihniyet.

Din aslında güzel bir şeydir. Hangi din olursa olsun. İyiliği, güzelliği öğütler. Kötülükten imtina etmeyi öğütler. Düzenli yaşam sağlar. Kendi aklını kullanmak istemeyene bir ödül vaat ederek akıl olur ve kaosu engeller. Ruhun ihtiyacıdır hem inanç. Huzur verir, idrak edemediği bir kudret kaynağının kanatları altına sığınmak, güven duygusu verir. Evrende yalnız olmadığımızı fısıldar.

Ama bir yandan da çok tehlikeli bir silahtır. Bu silahı orta çağdan beri etkili şekilde kullananlar, dini sadece insanları korkutmak için kullananlar, dinin savunduğu şeylerin tam tersine neden oluyordur. Düzene ve güzelliğe değil, kaosa ve çirkinliğe.

Ayrıca birçok insan, dindar olmasa bile dört dörtlük insanlardır. Din, göreceli bir kavramdır ve isteyen istediği gibi inanmakta özgürdür.

Artık dini yanlış anlamayı bırakın. Dindar olmayan insanın iyi insan olmadığı, hatta cezalandırılmaya, ölmeye layık olduğu düşüncesi, Yemin ederim ki, dini din olmaktan çıkarıyor.

Eğer gerçekten öbür dünyaya inanıyor olsalar, herkesin ne hakettiyse zaten öbür tarafta yaşayacağına inanır ve insanlara baskı yapmayı, onları kendi sığ mantığına göre cezalandırmayı kendilerine hak görmezler.

Madımak'ta olanları unutmayın, unutturmayın. Şu an ülkede olanları da iyi anlayın. Din sömürüsüne kanmayın ve gaza gelmeyin.

Direnişe tüm gücümüzle devam. Bu zihniyet yok olana, geldiği karanlığa geri dönene ve Din kavramı tekrar temizlenene kadar.